24 Kasım 2010 Çarşamba

Üç ayaklı taburenin anıları...

Yağmuru arkada bırakarak, hayat kadar kirli ve yıkık binanın ikinci katındaki bara girdim. İçerisi pek dolu değildi. Balkon tarafında soğuğa rağmen sigara içen bir çift vardı. Ellerinde traş limonlu  yarım biralarıyla sigaralarını büyük bir keyifle içiyorlardı. Kız içeri girer girmez göz ucuyla beni süzdü, sonra sevgilisine dönüp onu yanağından öptü, sadece iki kişi arasındaki bir günahı affetirmek istercesine. Gülümsedim. Gülümsememi görünce yanındakine çaktırmadan o da gülümsedi.


Barın arka tarafında uzun saçlı gözlüklü barmen saman kağıdına basılmış bir felsefe kitabı okuyordu. Bara doğru yöneldim, üç tabureden falsolu olanı, üç artı bir yarım ayağı olan tabureyi seçtim, oturdum. Hayat dengeleri  kurabilmekle  ilgiliydi. Cuma akşamıydı. Kendimi yeterince sanşlı hissediyordum. Yeterince param, anlatılacak yeterince hikayem ve her maceraya yetecek kadar da tutkum vardı...

"Bacardi-kola" dedim barmene, okuduğu kitapta bir sayfadan diğerine geçerken.  İçkimi yudumladım. Sıvı geçerken boğazımı,oradan da midemi yaktı. Ama sonrasında gelen tat  herşeye değerdi. Çantamdan kaderi "yaırm kalmak" olan okunmamış mavi kaplı kitabı çıkarıdm. Afilli kitap ayracını yaprakların arasından çıkarıp masaya bıraktım.

"Chuck Palahniuk" dedi yanımdan gelen ince ve zarif bir ses.
" Kusma Kulübü en vasat kitabıdır." dedim yanımdaki dört ayaklı taburede oturan kadını süzerek. Topuklu bordo ayakkabılaırnın üzerinde biçimli bacakları onun üzerinde ise kısa dar siyah eteği vardı. Dantelli bluzünün sağ omuzu ahenkli bir şekilde açıktı.

"Dövüş kulübünü hiç birine değişmem." dedi kendinden emin bir ses tonuyla. Bu onu olduğundan çok daha seksi kılıyordu.
"Sende sadece filmini izleyip yorum yapanlardan değilsin di mi ?" dedim alaycı bir tonda.
"İşin gerçeği filmi izlemedim bile."
"Bunu duyduğuma sevindim." dedim içkiden bir yudum alarak,vücudumu dikkatlice ona doğru çevirdim. Bu arada üç ayaklı tabure hafifçe sarsıldı. Ben ise bir akrobat edasıyla dengemi tekrar sağladım.

" Gösteriş yapmayı mı seviyorsun" diye sordu adı bilinmeyen bordo topuklu kadın.
" En azından kime gösteri yapmak istediğimi Bilmek isterim." dedim
"Ben F." dedi elini bana doğru uzatırken. Mor ojeleri barın ışıkları altında parladı.
"Bende B" dedim " ve denge kurmak benim işim."
"Neden o taburede oturuyorsun B?" dedi nefesini bana yakınlaştırarak.
"Birini bekliyorum." dedim. " Bana gelene kadar onu, üç ayaklı taburede bekleyeceğimi söylemiştim"
"Neden üç ayaklı tabure peki ?" 
 "Üç ayaklı taburede oturabilmek aşık olmak gibidir." dedim. " Dengen her an bozulabilir."
"Ne iş yaparsın?" diye sordu kız,ardından kendisine bir votka-enerji söyledi.
"Yazarım." dedim .
"Ne yazarsın?"
" Hikayeler."
"Ne hakkında yazıyorsun?" dedi
" Al oku birazını" dedim çantamdan bir tomar kağıt çıkararak. Tanımadığın insanlara hikayelerini okutmak, kendine tecavüz edilmesine izin vermek gibiydi. Kaçınılmaz ise zevk alacaksın...
"Bunlar muhteşem" dedi elinde tuttuğu bir tomar kağıdı sallayarak. "  X  dergisinde kullanmalıyım bunları, tabii dolgun bir telif ücretiyle. Ne dersin?"
" İstediğini yapabilirsin." dedim içkiden büyük bir yudum aralarak genzimden yavaş yavaş geçirdim. Boğazım yanarken yüzüm hafif kızardı.

Umrumda değildi öyküler. Onları sadece akıl sağlımı korumak için yazıyordum, bazende insanlardan saklanmak için.  Pcencereden karanlık gecenin içinde parıldayan yarım aya baktım. Yarısı parıldarken diğer yarısı karanlıkta saklanıyordu.

"Hayatını nasıl kazanıyorsun peki?"

"Herkesin istemeyeceği sıkıcı bir işim var." dedim,  derin kasalarda saklanan bir sırrı ifşa ediyormuşcasına kısık bir sesle.

"Bana gidelim mi ?" dedi  F, nefesini daha da bana doğru yaklaştırarak.  F'yi baştan aşağı süzdüm. Klas bir hatuna benziyordu, gece güzel geçebilirdi. Ama onunla gitmeden önce üç tekerlekli tabureden düşmem gerekiyordu...


F bar masasına bir 20lik kağıt bırakıp, tabureden kalktı. Vücudu kabına sığmayan bir ateş gibiydi, saçları su gibi omuzlarının üzerinden akıyordu. Bakışları üzerime kilitlenmişti. Bu gece aradığı kahramanı bulmuştu. Romanlardaki gibi atletik bir vucudu ve pelerini olmasa bile .

Bu gece onun kahramanıydım... Gecesini kurtarmıştım...


Yarın sabah ise onun hayatında sadece bir hikaye olacaktım.

Tek anlatımlık...