18 Eylül 2010 Cumartesi

18 09 10

"Bir başkası mı var ? " diye sordu E, kıvılcım çıkaran gözlerini üzerime dikerek. Oturduğum sandalyeden geriye doğru yaslandım, masada duran buzları erimiş fındıklı votkadan bir yudum aldım, cevabı ararken ağzımda yuvarladım.
"Bazen her sorunun cevabı yoktur" dedim votkadaki fındık tadı duyu organlarımı uyarırken.
"Götün tekisin!" dedi E.
"Zeki şey seni" dedim masada yarım kalan içkimden bir yudum yuvarlayaraken dünyanın sahibi gibiydim,aslında sahip olduğum hiçbirşeyim yoktu.
"Anlaman oldukça uzun zaman aldı."
Önümdeki votkayı alıp fondip yaptı, gözlerini gözlerime dikmişti.

"Sarhoşken bende götün teki oluyorum" dedi , "naparsın, içkinin yan etkisi.". Oyuna dahil olmuştu. Sokak ışıkları pürüzsüz tenin üzerinden akıp giderken, derinliğimde fısıldayan özgün'e seslendim : " onu kaybediyorsun" diye.

"Boşversene" diye cevapladı fısıltı " Birilerinin hep kurban olması gerekir."

E, sol koluma hafifçe vurarak " kendi kendine ne konuşuyorsun be"dedi, gülümseyerek elini tuttum "özür dilerim"dedim saçlarının ucunu okşarken.

"Aniden bana iyi davranma korkuyorum" dedi çarpık bir gülümsemeyle " Önceden uyar"

"Peki" dedim uçlarından yıldız tozları akan saçlarına dokunarak. Özgün fısıldamaya başladı " Kurtul ondan" diye, duymamazlıktan geldim. Ellerimi uzatarak E yi usulca kendime doğru çektim,kokladım.
"Çok güzel kokuyorsun" dedim.
" Aşağılık pislik" dedi karamel tadındaki dudaklarını dudaklarıma değdirirken. "Her zaman ki parfümü kullanıyorum"

" Teninin kokusundan bahsediyorum." dedim. " Her kadının kendine ait bir kokusu vardır."
" Senin açından ne farkeder ki" dedi
"Çok şey farkeder" dedim " İnsan beyni duyumsadığı bir kokuyu asla unutmaz"
" KAdınları senin için eşsiz kılan bu mudur" diye sordu çoktan bitirdiği votka bardağının dibinde kalan buzları sallayarak.
"Seni benim için eşsiz kılan bu" dedim E'nin kokusunu soluksuz kalan kadar içime çekerken.

"Bir başkası mı var ? " diye sordu

"Hayır" diyemedim, Özgün benden önce davrandı " Başkaları" dedi canının yanacağını bile bile.

"Başkaları demek !" dedi cep telefonunu elinde sinirli sinirli çevirerek. Gülümseyerek "İstersen kafama atabilirsin" dedim, bana kıyamayacağını biliyordum.
"Kalın kafanı kırmaya yetse keşke" dedi.
"Senin işinde zor" dedim her koşulda onu güldürebilme yeteneğime güverenek.
Sinirli olmasına rağmen kendini tutamadı güldü, "sakın yanlış anlama, sinirden gülüyorum" dedi onu tanıdığımın farkında olmayarak.

Bahar rüzgarı şehrin içinden gelerek E'nin boynuna dolandı, kokusunu tüm şehire yaydı. Kıskandım kadınımı, hem de hiç olmadığı kadar. En sıcak gülümsememle E'ye uzun uzun bakıp " haklısın götün tekiiym" dedim.İlk kez bir konuda hem fikirdik.

Masadan kalktı,
Biliyordum rüzgarın peşinden gidecekti...

Şimdi her rüzgar esişinde onun kokusunu duyumsuyorum,
Şimdi her rüzgar esişinde özgün'e rağmen diyorum kendi kendime
o gün keşke gitme deseydim diye.